Malumatfuruştan Hikayeler

 




''Yazdım,yazmasam deli olacaktım'' der yazar.

Ve ben üstüne ekliyorum ''Okudum,anlattım yoksa çıldıracaktım.''

 

 Kim olduğumu neden böyle bir şey yaptığımı uydurduğum şöyle kısa bir öyküyle anlatayım isterseniz:

 

 ''Uzun süredir açtılar, bıkmışlardı bu aslan sürüsünden kaçmaktan,her an tetikte olmaktan.En yakın su kaynaklarına erişim de hayli güç olduğundan enerji harcamak ölüm demekti.Kabilesinin lideri olduğundan yemek bulma planları yapmak ve diğerlerini hareketlendirmek onun sorumluluğuydu.Yakami yine bir pusu kurmuştu adamlarıyla, bu güzergahtan mamut geçtiğini duymuşlardı fakat hiç görmemişlerdi.Umutla son çarelerine sıkı sıkıya sarıldılar.İşi şansa bırakmamak için tüm kabileye Tanrılara adak sözü verdirtmişti, ben de dahil.Gerçi ben bu avı uzaktan izliyordum, yakinen dahil değildim ve güçsüz işe yaramaz biri olduğum için planlara dahil edilmezdim.

 Bunamıştı bizim reis buradan mamut geçtiği büyük dedemin bize anlattığı dinozor hikayeleri kadar komikti, aslında kaderimi o hikayeler,o muhteşem hikaye anlatıcısı şekillendirmişti.Neyse lafı çok uzattım,ki genellikle bunu çok severim,ben Sakrusandus. Hikaye anlatıcısıyım.Şu an avcılar saklanmış durumda.Maju elinde her gün keskinleştirdiği mızrağıyla ağaçların karartısında bekliyor,gözleri bir şahin kadar keskindir.Aç kalmamamız için gözlerine bir şey olmamasını dilerim.Yakami kısa ama hızlı rüzgar fısıltısı gibi ses çıkaran baltalarıyla kayanın kovuğunda tüm alanı gözlüyor, çok iyi saklanmış ben zor gördüm mamutun görmesine imkan yok.

 Akila,Disardi,Opeş,Efana ellerinde halat ve kabilenin içine zehirli ok taktığı ''uf-uf narata'' dediğimiz küçük ama etkili silahlarımızı taşıyorlar.Onlar mamutu şok darbeleriyle bayıltıp ayaklarından bağlama görevindeler anlaşılan.Diğerleri de ağaçların tepesindeler sanırsam, çok iyi saklanmışlar.10 kişi ölüm sessizliğinde bekliyorlar.Her şey günlük seyrinde ve yerinde.

 Güneş gittikçe alçalıyor umudum azalıyor,avcılar da ufaktan kıpırdanmaya başladı,inançları azalıyor.Yakami 2 kere bıldırcın gibi öterek yerlerinde kalmalarını, hislerinin kuvvetli olduğunu anlatıyor.Mesajlarımızdan biri budur ve kendisi şifa ve öngörü sahibidir.İnançlar tazeleniyor.Derin bir soluk alma duyuluyor, rüzgar kesildi birden ama hayır sadece pusuya göre kuzeyde kesildi.Kulağımı yere dayadım,Tanrıların gazabı gibi bir ses ve sarsıltı duydum.Daha önce duymadığım,içimde tarifsiz bir korku ve delik açan ses.Yakami de duymuş olmalı,saksağan ötüşüne geçti.Teyakkuz ve saldırı öncesi bunu kullanırdık.Ses ve nefes gittikçe yaklaştı,yaklaştı.Yüce ana aşkına ! Karşıdan bir Tanrı geliyor olmalıydı.Tüylütezek oklar aşkına !! 

Mamut diye beklediğimiz şeyin bu olduğunu bilseydim buraya gelmezdim,açlıktan ölmeyi yeğlerdim.Dedemin anlattığı dinozor bu olmalıydı.Avcılarda ise bir göz parlaması gördüm, Yakamı'nin gözünde ziyafeti şimdiden izleyebilirdiniz.Onların bu kadar inançlı olması inanılmazdı.Ben son kez birbirimize baktığımızı düşünüyordum.Karşıdan bir dağ kalkmış,boyumuzun 20 misli bir çaresizlik geliyordu.Gittikçe yaklaşıyordu 20 adımlık mesafe kalmıştı.Sapanımı çıkardım,kahramanlar böyle zamanlarda belli olurdu.O da ne? Birden durdu mamut fakat sebebini anlayamadım.Ayin davullarına benzer fakat daha ritimsiz kaba sesler ve tozlar kalkmaya başladı.Yakami oraya diken döktürmüştü şimdi anladım.Ne büyük adam ama!! Açıdan haykırıyordu hayvan, tam o sırada halatlarıyla uyuşturucu ekibi atıldı ileriye fakat tozdan ne onlar mamutu ne de mamut onları görebiliyordu.Fareler gibi ezilmiş olmalarından korkuyordum.İçlerinden birkaçı haykırdı,kesik kesik ölümün soğuk sesiydi bu.Akila'nın kafası dağılmıştı,Opeş ise halatın ucuyla mamutun ayağına takıldığından bedeni ve yüzü tanınamayacak hale gelmişti, kahramanlar av için,kabilemiz için canını vermişti.Onları her zaman hatırlayacağız!

Tam o sırada Maju fırlattı mızrağını mamutun kulağı ile gözü arasından bir yerden vurmuştu şaha kalktı bu acının etkisiyle Kremki dağı gibi olan varlık.Yakami baltalarıyla üstüne atıldı ,dört bir yandan oklar yağıyordu.Aganta! Burina! Burinata!( Geldik Gördük Avladık) ''

 

 İşte böyle bir av sonunda yukarıdaki resmi çeken de yine hikaye anlatıcısıydı.-Tamam resimdeki fil ama siz mamut gibi yapıverin. :)- Güçsüzdü,tembeldi ama hayatta kalması için de etrafı çok iyi gözlemlemesi bu av hikayelerini en yüksek yere çıkıp herkese anlatması lazımdı ki o avdan kendisine de pay çıksın hayatta kalsın.Bazen bu hikayeyi/hikayeleri değiştirerek,bazılarını överek hayali kahramanlar yaratarak ,uydurarak ,yalan söyleyerek ama hakikati yani masalı bir arada toplanmamızı sağlayan şeyi anlatarak bunu sağlıyordu.Biraz deli,yerinde durmayan biriydi bu masalları bir yerden alıp bir yere ancak böyle taşıyabilirdi.İşte tarihte bilinen ilk hikaye anlatıcısı Sakrusandus'dan sizlere bir kesit sundum ki ben de kendisinin beşbininci kuşaktan torunu olurum.Yani ben de masal,hikaye anlatıcısıyım.Güçsüzüm,zayıfım,tembelim ama bizi bir arada tutan,ateşin etrafında toplanmamıza neden olan,bugünlere dek aktarılan,diğer hayvanlardan en önemli farkımız olan ve neslimizi devam ettirmemizi sağlayan,tarihin en eski mesleğini icra eden kişiyim.Siz de bunları okuyorsanız ateşin etrafında toplanmışız bir aradayız demektir.Bu ilk hikayemdi sizlere anlattığım ama son olmayacağı aşikar.Bitirirken kendimi tanıtayım;

 

Enver Ünlü ben, diş hekimliği son sınıf öğrencisiyim şu an bunları yazarken.Bu blogda yazılarımı, hikayeler, masallar, ilgimi çeken şeyler, felsefe,kelime köken vs bilimum paylaşımım olacak.Yağmur başladı ve toplandığımız ateş söndü. 

Gün çoktan döndü buralarda 

Ve ben simsiyah bir gecenin koynunda yapayalnız bekliyorum

Duyuyorum, görüyorum ,bir gün gelecek dönence biliyorum...

https://www.youtube.com/watch?v=77ygz-MC6_8


Yorumlar

  1. Aganta! Burina! Burinata!

    YanıtlaSil
  2. Çok etkilenerek okudum, başından sonuna kadar. Zaten dergilerde yazdıklarını da takip ediyorduk, bu blog çok iyi oldu açıkçası. “Okudum,anlattım yoksa çıldıracaktım.'' diyor dizelerin efendisi. Ben de kendisine diyorum ki “okudum,yorumladım. Paylaşmasam rahat edemeyecektim”
    Lütfen etrafında toplandığımız ateş hiç sönmesin. Zira üşüyorum esirgeme kalemini.

    -Gülhane,2021

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

bi şeyler

Fırlatılan Manifesto

Hüzünlü değilim be oğlum mizacım böyle